Üstün zekalı ve yetenekli çocukların İngilizcesi “Gifted and talented children”. “Gift” aynı zamanda hediye demek. Peki, üstün potansiyelli olmak bir hediye mi yoksa bir ceza mı? Çünkü bu çocukların, farklılıklarının getirdiği yüksek hassasiyetleri var. Mükemmeliyetçilik çoğu zaman onlar için çok yorucu bir etmen. Kaygıları ve endişeleri yüksek ve bu, hayatlarını çoğu zaman zorlaştırırken, anlaşılamamak da onların kendilerini negatif anlamda farklı hissetmelerine neden oluyor. Akran zorbalıklarına diğer çocuklara ve gençlere göre daha çok maruz kalıyorlar.
Tanılanma sonrası genelde kendilerinden beklenen “her konuda üstün başarı”, onları anlamsız ve gerçek dışı bir baskı altına sokuyor. Çünkü, ilginç gelebilir, ama her konuda başarılı değiller. Bu da bulundukları sosyal ortamlarda eleştirilmelerine ve etiketlenmelerine neden oluyor.
Sonuçta; çoğu zaman hemen her çocuk ve aile kendini yalnız ve çaresiz hissedebiliyor. Bu noktada özellikle ailelerin alacakları eğitimler çok değerli. Ailelere en önemli önerimiz, çocuklarının duygusal hassasiyetlerini anlamaları ve desteklemeleri. Elbette sadece önerilerde bulunmakla kalmıyor, etkinlik ve uygulama örnekleri veriyor ve süreci sürdürülebilir kılıyoruz.
Aşağıda üstün potansiyelli çocukların duygusal hassasiyetlerini desteklemek ve anlamak için çeşitli kitap ve film önerileri paylaşıyorum. Ayrıca evde uygulayabileceğiniz birkaç etkinlik önerisini de bulabilirsiniz.
Aşağıdaki etkinlikler tüm çocukların duygusal gelişimlerini desteklemek için kullanılabilir, üstün potansiyellilerin “duygusal hassasiyetleri”ni anlamak ve desteklemek açısından da kritik derecede önemlidir.
Etkinlik Önerileri:
Aile İçi Duygu Paylaşım Toplantıları: Bu toplantılar ailenin belirleyeceği gün ve saatte tüm aile bireylerinin katılımı ile gerçekleşir. Her birey o hafta kendisini etkileyen olay ve o olayın yarattığı duygudan bahseder ve bu durumu nasıl çözdüğü ile ilgili bilgi verir. Burada her duygunun açık yüreklilikle konuşulması önemlidir. Çocuklar yetişkinlerin yanlış yapmayacağı şeklinde bir yargıya sahip olabilirler. O yüzden ebeveynlerinin de zorluk yaşadıklarını bilmek, kendilerini yalnızlık ve başarısızlık hissinden kurtaracaktır. Bu uygulamalarda duruma karşılıklı çözüm önerileri getirmek, “O durumda ben nasıl davranırdım?” sorusunun cevabını aramak hem duygudaşlık (empati) becerisini geliştirecek, hem de farklı fikirlerin konuşulması ile olası çözümler üzerinde alternatifler üretme becerisi artacaktır. Bu da aslında çocuklarınız için istediğiniz, mutlu ve başarılı bireyler olmalarının anahtarlarından biridir.
“Aynı Ana Dönseydin Nasıl Davranırdın?”: Bu tür sorular sormak hem çocuğun duygularını ifade etmesine olanak tanıyacak hem de kendi duygularını anlamasına yardımcı olacaktır (Evren, 2017).
“Mikrofon Bende!” Oyunu: Burada, etkinlik bir soru ya da yaşanan bir olay üzerine başlayabilir. Örneğin evde yaşanan bir anlaşmazlık ya da beraber gidilecek bir tatil kararı gibi. Uygulama esnasında temsili bir obje mikrofon yerine kullanılabilir. Bu oyunun kuralları şöyle:
- Grubun yöneticisi seçilir. Görevi süreci yönetmektir. Bu, kimi zaman konuşma uzadığında uyarmak, kimi zaman da konuşan kişiye müdahaleyi önlemektir.
- Obje kimin elindeyse, konuşma hakkı onundur. Bu kişi, konu ya da soru ile ilgili söyledikleri kesilmeden ve herhangi bir yorum yapılmadan dinlenir. Bu kişinin söyleyecekleri bittiği zaman objeyi yanındaki kişiye verir.
- Objeyi alan konuşma hakkına sahiptir ve diğerleri o kişinin söyleyecekleri bitene kadar dinlerler.
- Herkesin sırası bittikten sonra obje ortaya koyulur ve eklemek istedikleri olanlar objeyi alıp konuşabilirler.
Bu basit görünen uygulama; dinleme becerilerinin gelişmesi, konuşurken sözünün kesilmemesi ve kendini rahat ifade alanı sağladığı için tahminlerin çok ötesinde etkili bir uygulamadır.
Aile Öykü Çalışmaları (Bizim Hikayemiz): Amaç, karakterlerini aile bireylerinin bir diğeri için istediği şekilde yazdığı/söylediği bir öykünün parçalarını birleştirmektir. Bunları hikâye şeklinde örüntülediğinizde, aile bireylerinin birbirleri için beklentileri de ortaya çıkacaktır.
Örneğin: Ebeveynlerden biri hikayeye başlar. Hikayede, annenin söyledikleri kısmına gelindiğinde bu bölümü çocuk tamamlar. Aynı şekilde babanın sözlerini de çocuk yazar/söyler. Aşağıda bir örneğini bulabilirsiniz:
Soğuk bir kış günüydü. Uzun zamandır karın yağmasını bekleyen çocuk, kar kokusunu duyarak uyandı ve telaşla yataktan fırladı. Annesinin yanına koştu. “Anne, anne kar yağmış!” Annesi heyecandan yerinde duramayan kızına döndü ve şöyle dedi: “Hemen dışarı çıkıp karda oynayalım, çünkü karda oynamayı çok seviyorum.” Bu sırada baba kapının önündeki ve arabadaki karları temizlemek üzere dışarı çıkmaya hazırlanıyordu. Birden durdu ve şöyle dedi: “Uzun zamandır hep beraber bir şey yapmamıştık. Hadi giyin üstünüzü de ilerideki boş arsada biriken karlarda oynayalım…”
Bu ve benzeri etkinlikler çoğaltılabilir, değiştirilebilir, geliştirilebilir elbette… Önemli olan elimizden gelenin en iyisini yapmak ve anlamaya odaklı olmak.
Üstün zeka ve yetenek, toplumun yüzde 2’lik bir kısmından oluşan bireylerin buluştuğu bir ortak payda. Başka bir deyişle toplumdaki her 1000 kişiden 980’inden farklılar. Dolayısıyla, yaşadıkları problemlerin kaynağına inmek ve anlaşılmalarını sağlamak çok önemli, çünkü dünya ”normal” kabul edilen büyük çoğunluğa göre düzenlenmiş durumda ve adapte olmakta zorlandıkları noktalar çok fazla.
Film Önerileri
Yerdeki Yıldızlar / Her Çocuk Özeldir
Deha /Gifted
Kitap Önerileri
Filozof Çocuk / Jana Mohr Lone
Üstün Yetenekliler İçin Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uygulamaları / Dr. Defne Yılmaz
Farklı Olduğumu Biliyordum / Tata Stuard, Audrey Beste
Uğur Zat
Üstün Zekalı ve Yetenekli Çocuklar Aile Eğitim Uzmanı