“Sakinlik ve dinginlik; yaşam düğmesinin sesini kısmak gibi. “ Khaled Hosseini
Okulun çıkış saati ve ana yol üzerinde olan okulun ön cephesi, hem araç hem de öğrenci ve veli trafiği açısından oldukça yoğun. Kapıda duran güvenlik görevlisi ise, yağmurdaki damlaları tek tek izlemek kadar imkânsız bir işi yapmaya çalışıyor.
Okulun ilk günleri çocuklar havanın tatlı sıcaklığının da etkisiyle cıvıl cıvıllar. Birden; bu hummalı koşuşturmaca içerisinde bir çocuk tam da çıkış kapısının yoğun trafiğinin ortasında eğiliveriyor. Annesi telaşla “Hadi oğlum, ne yapıyorsun?!…. Baksana arkana kaç kişi birikti?…. Bak sana da çarpacaklar şimdi?…. Eeee hadi, offf kalk artık ! ….Bak kızıyorum ama daha eve gideceğiz, saçmalama kalk yerden !”… “ diyor. Bir süre sonra çocuk kalkıyor ve yollarına devam ediyorlar.
Annesi tanılı iki çocuğu olan bir kişidir ve yaklaşık 8 yıl önce kızına konulan tanı neticesinde alanda yaptığı okumalar, katıldığı seminerler ve deneyimleri neticesinde bilinçli bir ebeveyndir. Anın yoğunluğu azalınca sorar “Ne oldu? Ne yaptın sen yerde?”. Çocuk cevap verir “Bir karınca ters dönmüştü, onu düzeltmeye çalıştım. Ama tam beceremedim yan olarak kaldı ama sonra kendini düzeltebilmiştir”.
Anne çocuğunun yaşadığı duygu yoğunluğunu bildiği için onu destekler ve rahatlatır bir biçimde sakin bir ses tonu ile “Evet, kendini düzeltmiş ve yürüyebilecek hale gelmiştir”… Ve bunca hassasiyet arasında dengelemeye çalıştığı kendi hayatının yoğunluğuna tekrar dalar. Eve gidilecektir, yemeklik malzemeler alınmıştır ve yemek yapılması gerekir. Kızının bu akşam için spor antrenmanı vardır, babası onu alacaktır. Akşam ablası ile de görüşmesi gerekir, çünkü ablası aramıştır ve onunla konuşmak istediği şeyler olduğunu söylemiştir. Ertesi gün olacak çalışmaları için de hazırlaması gereken sunumu çocuklar yattıktan sonra yaparım diye düşünürken, oğlu seslenir “Anne bu defa diğer marketten dondurma alalım, oraya az kişi gidiyor, orası da para kazansın.” “Tamam oğlum….”. Ve yol boyunca yolda gördüğü sokak hayvanları hakkında, kağıt toplayan çocuk hakkında sorular sorar… Aslında duygusal anlamda desteklenme ihtiyacı ve anlamlandırma ihtiyacı hat safhadadır ve bir yetişkinin desteği ve anlayışı gerekir.
Anlayış… Uzun zamandır sizin de beklediğiniz en önemli şeylerden biri. Hayat koşuşturmacası arasında sosyal roller ve getirdiği sorumluluklar zaman zaman omuzlarınızdaki yükü taşınamaz hale getirebiliyor. Aslında, çocuğunuzla birlikte fark ettiğiniz şeylerden biri de, kontrol edebilseniz de duygusal hassasiyetiniz.
En son ne zaman keyif alarak bir şey yaptığınızı hatırlamakta zorlanıyorsunuz. Kimi zaman sadece kendinizi durumu kurtarmaya çalışan “anı kurtaran kahraman” biri gibi hissediyorsunuz, oysa amacınız anı ve hayatı yaşamak. Kimi zaman uykularınız yetmiyor, tatiller jet hızıyla geçiyor; kendinize en son ne zaman vakit ayırdınız hatırlamıyorsunuz bile. Bazen öyle gergin oluyorsunuz ki, tepkilerinize kendiniz bile anlam veremiyorsunuz. Oysa, stres yönetimi üzerine çok da kitap okudunuz hatta eğitimlere bile gittiniz ama sabun köpüğü gibi etkilerini hızla kaybettiler. Daha etkin ve kalıcı çözümlere ihtiyacınız var. Bu çözümler, hayat temponuzda uygulanabilir ve etkili çözümlü olmalı.
Şimdi gelelim çözüm önerilerine. Ama önce aşağıdaki önerilerin herkes için önemli olduğunu belirterek başlamak istiyorum. Diğer taraftan bir noktanın da altını çizmekte fayda görüyorum; o da “Üstün potansiyelli çocuk sahibi ailelerin, doğal olarak, kaygı düzeylerinin yüksek olması çözüm yollarının bulunmasını daha da elzem hale getirdiği.”
Bu bağlamda, Csíkszentmihályi ‘nin Akış Teorisi’nden (Flow Theory) bahsetmemek olmaz. Teoriye göre; akış deneyimi içindeki birey, tamamıyla yapmakta olduğu eyleme konsantre olmakta, eylemle ilişkili olmayan diğer tüm unsurları göz ardı etmektedir. Birey akış deneyimini yaşarken, zaman hızlı bir şekilde geçerken eyleme ilişkin tam bir kontrol hissi yaşamaktadır. Csíkszentmihályi ‘nin Akış Teorisi TED konuşması (https://www.ted.com/talks/mihaly_csikszentmihalyi_on_flow?language=tr#t-497691) bu anlamda değerli bilgiler vermekte.
Öneri 1: Akışta olduğunuz anları bulun, aktiviteleri listeleyin. Bu aktivitelerin birini hayatınıza alın. Uygulamaya başlayın ve mucizevi etkilerini deneyimleyin. Etkilerini anlamak için o esnada kendinize bakmanız ve fark etmeniz yeterli !
Bütüncül ve dengeli yaşam, son yıllarda önümüze çıkan kavramlardan biri. Hayatı; kendinizden başlayarak tanımak ve anlamlandırmak, istek ve beklentileriniz ile yapmanız gerekenler arasındaki dengeyi kurmak beden, zihin ve ruh sağlığı için çok önemli. Tanı konulduktan önce ve sonraki süreçlerde onu nasıl anlamaya ve onun için en iyisini yapmaya çalıştıysanız, şimdi kendiniz için aynısını yapmaya başlamanın zamanı. Elbette, minik ve etkili adımlarla.
Öneri 2: Bütüncül ve dengeli bir yaşam için tek bir yol yok, size en uygun gelen yolu bulmanız ve uygulamanız stres yönetimi açısından önemli bir adımdır. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Mutluluk Psikolojisi ve Stresle Başa Çıkma adlı kitabıyla hem insanın stresle olan ilişkisine hem de stresi nasıl mutluluğa dönüştüreceğimize odaklanıyor. Bu mücadele esnasında insanın kendi kişiliğini karakterini daha iyi tanıması gerektiğini vurgulayarak, aslında tümüyle bize özgü bir mücadele yolu çizmiş oluyor. Merih Kenet “Güneşi Sev” adlı kitabında yaşam enerjisini kaybetmeden hayattan keyif alarak nasıl güzel yaşlanacağımızı ve bu süreçte yogadan nasıl destek alabileceğimizi anlatıyor. Metin Hara “Yol” kitabında beden, zihin, ruh dengesinin önemi üzerinde durarak etkin çözüm önerileri sunuyor. Bunlar alanda yazılan yüzlerce kitaptan sadece birkaç örnek.
Burada, önemli olan biraz yavaşlayabilmek. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; firmalarda “stresi azaltma programına katılanların stres düzeyini, yalnızca haftada 1 kez yoga yaparak, %30 gerilemiştir (https://ideas.ted.com/why-we-need-a-secular-sabbath/ ).
Çoğu zaman öneriler, biraz iyimser ya da soyut kaldığı için sonuçları hakkında kesin yargılara varmamız ya da algılamamız zor olabiliyor. Bu noktada, bilimsel anlamda yapılan araştırmalar ve sonuçları ile ilgili okumak ve araştırmak, ön yargılarımızı da pozitif anlamda etkileyecektir.
Öneri 3: Uyumadan önce, mümkün olduğunca sakinleştirici müzikler dinlemeye çalışın. İnternette bu anlamda birçok uygulama mevcut. Uykuya geçmeden önce, bedensel ve zihinsel aktivitelerimizin yavaşlayarak kaliteli bir uykuya geçmemiz için, bu basit uygulama son derece etkili.
Öneri 4: Eşinizle en az ayda bir kere, aile ve çocuk konularını konuşmayacağınız serbest alanlar yaratın ve mümkünse dışarıda vakit geçirin. Bunun için yaşadığınız yere yakın bir park, çay bahçesi, sitenin kamelyası, sahil kenarı ya da sevdiğiniz bir restoran olabilir.
Öneri 5: Doğa iyileştiricidir. Yaşadığınız yer neresi olursa olsun, çevresinde tek bir ağacın olduğu ya da yeşil birkaç bitkinin bulunduğu bir alan vardır. Belki bu alan balkondur. Günde 5 dakika (telefonunuzu ve diğer uyaranları bir kenara bırakarak) sadece durmak, bitkileri incelemek, çevredeki kokulara odaklanmak, ve bu alanda vakit geçirmenin etkisine inanamayacaksınız.
Öneri 6: Eğitimlerimde, aileler ile yaptığım “stres yönetimi” çalışmalarında sorduğum sorulardan biri “hayalleri” hakkında. Bu soruyu sorunca genelde suratıma bakıyorlar, gözlerindeki ifade “yetişkin hayal kurar mı?”. Cevabım, “evet, ve mucizevi etkileri vardır”. Sonra, o haftaki uygulamaları bunun üzerine düşünmek ve çalışmak. İki hafta sonra bir araya geldiğimizde, hayallerinden bahsederken yüzlerindeki ifadeyi görmenizi isterim. Bu anlamda yapılan bilimsel çalışmalarından biri, piyano çalan kişiler ile piyano çalmayı hayal eden kişilerin beyinleri ve parmak kaslarındaki gelişmeler üzerine. Beyin taramaları sonucunda, aradaki fark yok denecek kadar azdır (Dr. David Hamilton, Zihin Gücüyle Şifa, 2018).
Bir sonraki öneriye geçmeden önce; diyebilirim ki; çalışmalarımda gördüğüm noktalardan biri de aileler üzerinde stres yaratan en önemli etmenlerin; üstün potansiyelli çocukların özelliklerini bilmemeleri veya destekleyememeleri, Türkiye’deki eğitim ile ilgili izleyecekleri yol haritasının belirsizliği, yasal haklar ile ilgili bilgilerin eksikliği, okul ve öğretmenler ile iletişimin zorlukları gibi nedenler olduğunu görüyorum.
Öneri 7: Üstün potansiyelli çocuğa sahip ailelerin alan ile ilgili okumaları, yasal haklarını bilmeleri, izleyecekleri süreçler hakkında güvenilir kişi ve kurumlardan destek almaları da kaygılarını azaltacak bir yöntem olabilir. Üstün potansiyelli çocuklara sahip ailelerin paylaşımda bulundukları sosyal medya gruplarını takip etmek; onları hem yalnızlık hissinden kurtaracak, hem de gereken bilgiyi edinmeleri konusunda destek sağlayacaktır.
Öneri 8: İletişim kişinin kendi ile iletişimi ile başlar. Kendi ile savaşı olanın, iletişimde iyi olması çok zordur. Bu anlamda, iletişim becerilerini geliştirmek üstün potansiyelli çocuk sahibi aileler için çok önemlidir. Birçok durumda çocuklarının farklılıklarını anlatmak zorunda kalmak zorunda kalan aileler etkin iletişim becerilerini kazandıkça ya da geliştirdikçe, süreç kendileri için daha az stresli olmaktadır. Konu ile ilgili sayısız kaynak ve uygulama vardır. Kendinize en uygun olanını seçerek, bu alanda ustalaşabilirsiniz.
Amacımız stresi yok etmek değil, dengeli bir şekilde yönetebilmek. “Sakinlik, dinginlik; yaşam düğmesinin sesini kısmak gibi” diyor Khaled Hosseini. Yaşam düğmesinin sesini ne kadar kısmanız gerektiği ve kısabileceğiniz tamamen size bağlı…
Uğur Zat
Üstün Zekalı ve Yetenekli Çocuklar Aile Eğitim Uzmanı